Prof.Dr.Gökhan
Hotamışlıgil, (d. 24 Haziran 1962), Tıp doktoru ve bilimadamı.
1986 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, 2003
yılında Harvard Üniversitesi'nden profesör unvanını aldı. Şişmanlık, tip
2 diyabet ve metabolik sendromun moleküler mekanizmaları üzerinde
çalışan Hotamışlıgil, 2005 yılı itibarı ile Harvard Üniversitesi'nde
görev yapıyor. Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve ekibi diyabet ve
karaciğer yağlanması gibi hastalıkları durdurabilecek "lipokin" adlı bir
hormon keşfetti. Hotamışlıgil, aynı zamanda TÜBA Asil Üyeliği ve
Amerikan Obezite Vakfı Asil Üyeliği görevlerini de sürdürmektedir.
BOSTON -
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ve ekibi, karaciğer dokusunda
metabolizmayı bozarak diyabete yol açan mekanizmanın protein değil
yağlar tarafından kontrol edildiği sonucunu ortaya çıkararak bu
alandaki yerleşik görüşü sarsan yeni bir tedavi yaklaşımına ön ayak
olacak önemli bir buluşa imza attı. |
|
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil
ve ekibi karaciğerin metabolik haritasını çözdü.
Karaciğer dokusunda metabolizmayı bozarak diyabete
yol açan mekanizmanın protein değil ‘yağlar
tarafından kontrol edildiği sonucunu ortaya
çıkararak’ bu alandaki yerleşik görüşü sarsan yeni
bir tedavi yaklaşımına ön ayak olacak önemli bir
buluşa imza attı.
Şişmanlık ve diyabetin tedavisine yönelik
çalışmalarıyla tanınan Harvard Üniversitesi Genetik
ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Gökhan Hotamışlıgil, şişmanlık ve diyabette
karaciğerin rolüne ilişkin yağ ve kalsiyum
metabolizması üzerinde şaşırtıcı buluşlar yaptı.
Ortaya çıkarılan bu yeni mekanizmalara deneysel
ortamda yapılan genetik müdahaleler sonucu insülin
direnci ve şeker hastalığı geri döndürülebiliyor.
Prof. Dr. Hotamışlıgil, bütün dünyada büyük bir
hızla yayılan şişmanlık, diyabet ve karaciğer
yağlanması probleminde böyle temel bir bozukluğun
ortaya çıkarılmasının yepyeni tedavi olanakları
sunabileceğini belirtti. Prof. Dr. Hotamışlıgil ve
ekibi, bu heyecan verici çalışmalarını dünyanın en
saygın bilim dergisi 'Nature' Mayıs sayısında
yayınlayarak bilim camiasına duyurdu.
Pek çok önemli çalışmaya imza attı.
Hotamışlıgil Laboratuvarı’nda daha önce yapılan
çalışmalar, şişmanlık ve diyabet gibi metabolik
hastalıklarda kronik iltihabi değişikliklerin
anahtar bir mekanizma teşkil ettiğini ortaya
çıkarmış ve bu hastalıklara yaklaşımda yeni bir alan
açmıştı. Bunun akabinde Prof. Dr. Hotamışlıgil, hem
deney hayvanlarında hem de şişman ve diyabeti
bulunan insanlarda karaciğer ve yağ hücrelerinde
“endoplazmik retikulum” (kısaca ER) adı verilen
yapıda stres ortaya çıktığını keşfetmiş ve bu
stresin giderilmesinde kullanılabilecek kimyasal
maddeleri belirleyerek, hem deneysel ortamda hem de
insanlarda çarpıcı tedavi edici etkilerini
göstermişti.
|
Çalışma ‘Nature’ dergisinde yayınlandı.
Prof. Dr. Hotamışlıgil’in bu buluşuna kadar
endoplazmik retikulum sadece hücrede protein
sentezini, sentezlenen proteinlerin kalitesini ve
trafiğini kontrol eden, bir üretim tesisi gibi
çalışan bir sistem olarak biliniyordu. Bu karmaşık
sistemin ve ER’ın metabolizmanın kontrolündeki rolü
bilinmiyordu. Dolayısıyla, bu önemli organelin
şişmanlık ve diyabette neden hatalı çalışmaya
başladığı sorusu da hem bilim camiası hem de Prof.
Dr. Hotamışlıgil için gizemli bir konu idi. “Nature”
dergisinde yayınlanan bu yeni çalışmayla,
bilimadamları hem bu büyük sırrı çözmüş oldular, hem
de karaciğerin metabolik haritasını gün ışığına
çıkardılar.
Hotamışlıgil ve
öğrencisi Dr. Fu, bu sırrı çözebilmek için
önce hastalıklı karaciğer dokularından
endoplazmik retikulumu saflaştıracak bir
yöntem geliştirdiler ve daha sonra bu
yapının tüm protein ve yağ haritasını
sistematik olarak ortaya çıkardılar.
Hotamışlıgil Laboratuvarı, bu haritayı
ortaya çıkarabilmek için binlerce protein ve
yağ molekülünü sağlıklı ve hasta karaciğer
dokusunda tarayarak birer birer inceledi.
|
|
Elde ettikleri sonuçları
“büyük bir sürpriz” olarak değerlendiren Prof. Dr.
Hotamışlıgil, şişmanlığın herkesin tahmin ettiğinin
tam tersi olarak karaciğer dokusunda protein
üretiminden yağ üretimine dönüşü tetiklediğini ve bu
organdaki endoplazmik retikulumun normal
çalışmasının bu şekilde bozulduğunu gösterdiklerini
belirtti.
Yağların metabolizmadaki yeri
Karaciğer dokusunda binlerce yağ ve protein
molekülünü inceleyen ekip, yağların arasında iki
molekülde şişmanlığa bağlı çarpıcı bir anormallik
tespit etti. Posfatidil-kolin (PC) ve posfatidil-etanoamine
(PE) isimli bu yağların ER cidarının mimarisi
üzerinde çok önemli etkileri olduğunu belirten Prof.
Dr. Hotamışlıgil, tespit ettikleri bu değişimlerin
organel fonksiyonunu bozabileceği hipotezine
ulaştıklarını ve akabinde bunu ispat ettiklerini
belirtti.
|
Endoplazmik retikulumu
hücre içinde çok çetin ve karmaşık yollarda
seyreden 12 silindirli bir yarış arabasının
motoruna benzeten Prof. Dr. Hotamışlıgil, şu
bilgileri Verdi: “Bu motorun performansı
için sadece çok miktarda enerji değil aynı
zamanda kalsiyum kullanımı gerekiyor ve
hücrenin benzini olan enerji kaynaklarının
yanı sıra organel içerisine yüksek miktarda
kalsiyum aktarılması da gerekiyor. |
Kalsiyum hücre içindeki
depolardan endoplazmik retikulumu oluşturan tüplere
özel kanallar aracılığıyla aktif olarak taşınıyor ve
bu fonksiyonun gerçekleşebilmesi için de bu tüplerin
cidarındaki yağların belli bir oranda olması
gerekiyor. Şişman karaciğer dokusunda meydana gelen
değişiklikler, bu tüplerden kalsiyum kaçağına sebep
veriyor ve neticede organ fonksiyonunu bozarak
diyabet oluşmasına zemin hazırlıyor. Ekip olarak bu
kaçağa sebep olan mekanizmanın yağlar içindeki
değişiklikler nedeniyle oluştuğunu ve
düzeltilebileceğini ortaya çıkararak büyük probleme
önemli bir çözüm getirdik.”
Yeni genetik
modeller geliştiriliyor
Bu mekanizmanın şeker hastalığı ve karaciğer
yağlanmasındaki rolünü ortaya çıkarmak için
Prof. Dr. Hotamışlıgil ve ekibi iki değişik
strateji geliştiriyorlar. Bunlardan
birincisinde şişmanlık sırasında yağlarda
tespit ettikleri bozukluklardan sorumlu PEMT
ismindeki enzimin aktivitesini karaciğer
dokusunda ortadan kaldıracak bir genetik
müdahale geliştiriyorlar ve bu müdahale
sonucunda hem kalsiyum kaçaklarını önlüyor
hem de diyabeti ortadan kaldırıyorlar.
İkincisinde ise endoplazmik retikuluma
kalsiyum aktaran en önemli kanal olan SERCA
isimli bir molekülün karaciğerdeki miktarını
bir gen tedavisi yöntemiyle yükselterek
organele kalsiyum girişini düzeltiyorlar.
|
|
|
Prof. Dr. Hotamışlıgil, bu önemli çalışmada yer alan tüm çalışma arkadaşlarının, Dr. Alexander Ivanov ve Dr. Steve Watkins’in katkılarının takdir edilmesi gerektiğinin ve özellikle Dr. Fu’nun fedakarlıklarla gerçekleştirdiği çalışmaların bu buluştaki hayati yerinin altını çiziyor. Prof. Dr. Hotamışlıgil, halen Harvard Üniversitesi’nde, JS Simmons
Genetik ve Metabolizma Profesörü ve Genetik
ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı olarak
görevini sürdürüyor. |
Şimdiye dek pek çok bilim
insanı yetiştiren ve çok sayıda Türk öğrenciyi de
laboratuarına kabul ederek kariyerlerine hazırlayan Prof. Dr. Hotamışlıgil, metabolik hastalıklar konusunda dünyanın en önde gelen bilim insanlarından biri olarak görülüyor.
Pek çok önemli çalışmaya imza attı
Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıgil, 1986 yılında
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun
olduktan sonra Harvard Üniversitesi'nde uzmanlık
çalışmalarını tamamlamış ve öğretim üyesi olarak
göreve başlamıştır. Genetik ve Metabolizma Profesörü
Hotamışlıgil'in Harvard Üniversitesi'nde bir
araştırma laboratuvarı bulunmaktadır. Hotamışlıgil,
yine bu üniversitede Genetik ve Kompleks Hastalıklar
bölümünün başkanlığını yürütmektedir. Vücudun
metabolizmasını denetleyen mekanizmaların
incelendiği laboratuvarında, genetik bir özelliğin
bir hücreden diğerine nakline, ayrıca metabolik
dengenin moleküler ve genetik kontrol
mekanizmalarına odaklanan biyokimyasal, moleküler ve
genetik çalışmalar yapılmakta; insanlardaki
metabolik hastalıklarda görülen belli
anormalliklerin neden ve çözümleri
araştırılmaktadır. Hotamışlıgil'in çalışmaları,
günümüzde diyabet, şişmanlık, kalp hastalıkları,
karaciğer yağlanması ve astım hastalıklarına yeni
yaklaşımların geliştirilmesine yol açmış ve bu
hastalıklara karşı hem akademi, hem de endüstride
birçok ilaç geliştirme programına temel teşkil
etmiştir. Hotamışlıgil'in bu katkıları 2010 yılında
Uluslararası Obezite Cemiyeti’nin Wertheimer ve
Columbia Üniversitesi’nin Naomie Berrie ödüllerini
getirmiştir.
Kaynak: http://www.hsph.harvard.edu/research/gsh-lab
Bir söz:
Size en çok yardım eden kitaplar, sizi en çok
düşündürenlerdir. T. Walker
|