Fizik
Hikayeleri III |
Basit Sarkaç İlkesi |
Galilei Galileo çok dindar
bir insan değildi. Ama her pazar duasını etmek
için katedrale giderdi. Yine bir pazar sabahı
Paris’teki katedrale gitmişti. Hava kasvetli,
yağmur yağmak üzereydi. Bulutlar o kadar
kararmıştı ki adeta güneşi siyah bir boyayla
kaplamıştı. Ayin devam ederken katedralin içinin
aydınlanması için hizmetçiler balkondan, tavana
asılı olan şamdanları çengelli çubuklar
yardımıyla çekip mumları yerleştirdikten sonra
bırakıyorlardı.
… |
|
|
Galileo onları dikkatle
izliyordu. Bir şey dikkatini çekmişti
galileo’nin. Sanki her salnımı eşit sürelerde
yapıyordu tavana asılı şamdanlar. Bir şekilde
geçen süreleri ölçmek istiyordu ama nasıl?
Galileo’nun ailesi onun tıp
okumasını istedikleri için Galileo’yi küçük
yaşlardan itibaren tıbba yönlendirmeye
çalışmışlardı. Bu yüzden insan nabzının
neredeyse bir saat gibi işlediğini biliyordu
(ani heyecanlar dışında). Nabzını tutarak her
bir salınımın süresini ölçtü ve sezgilerinde
yanılmadığını anladı. |
|
|
İşte basit sarkaç
ilkesi bu şekilde ortaya çıktı. Daha
sonra Galileo’nun geliştirdiği ilkeye
göre basit sarkaçlar genliği ne olursa
olsun (küçük salınımlar için, yani
yaklaşık 0-10 derece arasındaki
salınımlar) sarkacın bir tam salınım
yapması için geçen süre (periyot)
sabittir ve sarkaç uzunluğunun kare kökü
ile doğru, sarkacın bulunduğu yerdeki
kütle çekim alan şiddetinin (yerçekimi
ivmesi) kareköküyle ters orantılıdır.
|
|
|
|
|
Etiketler:
Fizik Hikayeleri,
Galileo, Basit Sarkaç |
|
<<<
Geri
-
İleri
>>> |
|
|
|
|
|
|
|