' İKİ DENİZ '

Filistin`de iki deniz varmış. Bu denizlerden birisinin suları masmavi ve tertemizmiş ve içinde balıklar yaşarmış. Bu denizin yanı başında olan diğer denizin suyu mavi değil, kirli renkliymiş. O denizin içinde balıklar yokmuş. Kıyılarında insanlar dolaşmazmış.

Bu iki denize aynı nehrin suları akarmış. Nehrin dağlardan getirdiği temiz sular birinci denizin suyunu tazeler, rengini mavileştirirmiş. Nehir ikinci denize de aynı temiz suları getirdiği halde kirli kalırmış. Öyle ki, bu deniz ‘’ölüdeniz’’ denir olmuş.
 

İki denizin birbirinden tek farkı neymiş biliyor musunuz? Mavi olan deniz, nehrin getirdiği suları başka denizlere taşırmış. Yani aldığı kadar verirmiş de. Ölü denizse aldığını kendinde saklar, bir damla suyu bile başkasına vermezmiş. Aldığını veren deniz mavi ve canlıymış.

Aldığını saklayan denizse kirli ve ölüymüş. ’’İşte böyle!’’ dedi babam, ’’ Vermek insanı yaşatır, saklamak ve biriktirmek insanı öldürür.’’Sonra haritayı açtık ve bu iki denizi bulduk. Hakikatten de, birincisinin adı “Galile”, ikincisinin adı ‘’ölüdeniz’’ diR. Biz de eğer ölü deniz gibi olmak istemiyorsak Allah’ın bize verdiği nimetlerden muhtaç olanlara da vermemiz gerekir. Öyle değil mi?