|
Cami bahçesini
çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri
oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu
kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu. Biz inşaat fakültesinde teorik
olarak kemerlerin nasıl inşaat edildiğini öğrenmiştik fakat taş kemer
inşası ile ilgili pratiğimiz yoktu. Kemerleri nasıl restore edeceğimiz
konusunda ustalarla toplantı yaptık. Sonuç olarak kemeri alttan yalayan
bir tahta kalıp çakacaktık. Daha sonra kemeri yavaş yavaş söküp yapım
teknikleri ile ilgili notlar alacaktık ve yeniden yaparken bu notlardan
faydalanacaktık.
Kalıbı söktük. Sökmeye kemerin kilit taşından başladık. Taşı yerinden
çıkardığımızda hayretle iki taşın birleşme noktasında olan silindirik
bir boşluğa yerleştirilmiş bir cam şişeye rastladık. Şişenin içinde
dürülmüş beyaz bir kağıt vardı. Şişeyi açıp kağıda baktık. Osmanlıca bir
şeyler yazıyordu. Hemen bir uzman bulup okuttuk. Bu bir mektup idi ve
Mimar Sinan tarafından yazılmıştı. Kağıtta şunlar yazıyordu.
"Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet
zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek
isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapım teknikleri de değişeceğinden
bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İste bu
mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için
yazıyorum."
Koca Sinan mektubuna böyle başladıktan sonra o kemeri inşa ettikleri
taşları Anadolu'nun neresinden getirttiklerini söyleyerek izahlarına
devam ediyor ve ayrıntılı bir biçimde kemerin inşasını anlatıyordu.
Bu mektup bir insanın, yaptığı işin kalıcı olması için gösterebileceği
çabanın insan üstü bir örneğidir. Bu mektubun ihtişamı, modern çağın
insanlarının bile zorlanacağı, taşın ömrünü bilmesi, yapı tekniğinin
değişeceğini bilmesi, 400 sene dayanacak kağıt ve mürekkep kullanması
gibi yüksek bilgi seviyesinden gelmektedir.
Şüphesiz bu yüksek bilgiler de o koca mimarin erişilmez
özelliklerindendir. Ancak erişilmesi gerçekten zor olan bu bilgilerden
çok daha muhteşem olan 400 sene sonraya çözüm üreten sorumluluk
duygusudur. |