Tarih: 21 Temmuz 2021
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile iklim
üzerine araştırmalar yürüten organizasyonların verilerinden
derlediği bilgilere göre, küresel ısınma, buzulların erimesine, bu
yolla suların yükselmesine ve sellere neden olurken yağış kaynaklı
sellere de doğrudan etki ediyor.
WMO verilerine göre, dünyada sıcaklık 1900 öncesi döneme kıyasla 1,2
derece arttı. Bu veriler ışığında 2016, dünya tarihinin en sıcak
yılı, 2020 ise en sıcak ikinci yıl oldu.
Sıcaklığın artması ile buzulların erimesi ve suları buharlaşma
oranları da yükseldi. İngiltere merkezli ActionAid insani yardım
kuruluşunun paylaştığı verilere göre, her 1 derece sıcaklık artışı,
atmosferde tutulabilen su buharı miktarını yüzde 7 oranında
artırıyor.
Bu durum, bulut oluşumunu da etkilerken ekvatordan kutuplara
gittikçe yağış miktarını ve sürekliliğini de artırıyor, özellikle de
sıcak hava akımının hareket yönündeki Kuzey Atlantik bölgesini
etkiliyor.
Kuzey Atlantik bölgesinde aniden bastıran şiddetli yağışlar sellere
neden olurken uzun süre devam eden yağışlar baraj ve nehirlerin
taşarak su baskınları oluşturmasına sebebiyet veriyor.
Bu bölgenin tarihi olarak su baskınlarına alışık ülkelerinden
Hollanda, suyla mücadele için sel setleri inşa ederken bu duruma
alışık olmayan veya geri kalmış ülkeler ise selle mücadelede
zorluklar yaşıyor.
Küresel ısınma nedeniyle buzullarda erime ise son 25 yılda 3 trilyon
tona ulaşırken bu durum deniz suyunu 8 milimetre yükseltti.
Amerikan Uzay ve Havacılık Ajansı (NASA), en kötü senaryoda bu
seviyenin 2100'de 0,6 metre ile 1,1 metre arasında olacağını,
2300'de ise 5 metreye ulaşacağını tahmin ediyor.
Almanya'da "yüz yıllık" sel yaşandı
Kuzey Atlantik Bölgesi, Kuzey Avrupa'da okyanus kıyısına 300
kilometre uzaklıkta bulunan tüm bölgeleri kapsıyor. Bu bölgeler
arasında geçen hafta selin vurduğu Almanya, Hollanda ve Belçika'daki
bölgeler de yer alıyor.
Alman Meteoroloji Dairesi sözcüsü Uwe Kirsche'nin yaptığı açıklamaya
göre, ülkedeki sel için uyarı sistemi çalışıyordu ancak bu kadar
yüksek miktarda yağış beklenmiyordu. Kirsche bu miktar için, "Yüz
yıllık bir sel nitelendirmesini yapmak yetersiz kalacaktır."
açıklamasını yaptı.
Uzmanlara göre, bu boyutta yüksek bir yağış, Kuzey Atlantik
bölgesine iklim değişikliği ve küresel ısınmanın verdiği bir mesaj
olarak kabul ediliyor.
ABD merkezli Woodwell İklim Araştırmaları Merkezi araştırmacısı
Jennifer Francis'e göre, dünyada görülecek fırtınalar eskisine göre
daha fazla su taşıyacak, yani daha yüksek miktarda yağışlar
gerçekleşecek.
Francis'e göre bu durum, sellerin yanında nehirlerin taşmasına da
neden olacak.
Hollandalı araştırmacı Geert Jan van Oldenborgh ise Almanya'yı vuran
selde iklim krizinin yanı sıra şehirleşmenin de kötü etkileri
bulunduğuna vurgu yaptı.
Dünya-Hava İlişkisi Örgütünün (WWA) oluşturduğu çalışma grubunda yer
alan van Oldenborgh, nehirlerin taşıyacağından fazla suyla dolduğunu
ifade ederken, nehirlerin çevresindeki yerleşimlerin fazla suyun
toprak tarafından emilmesinin önüne geçtiğini söyledi.
Yerel ve merkezi yönetimlerin zararı minimuma indirmesi için
önlemler alması gerekiyor
Küresel ısınmanın ve iklim krizinin yol açtığı sel felaketlerine
karşı alınacak önlemlerin başında küresel ısınmayı yavaşlatacak ve
durduracak önlemler geliyor.
Sera gazlarının atmosfere salınımını azaltarak dünyanın ısınması,
böylelikle buzulların erimesi ve atmosferin su buharı tutmasının
önüne geçildiği biliniyor.
Ancak bu süreçte insanları ve devletlerin atması gereken adımlar da
bulunuyor. İnsanların afetlerin yaşanma ihtimaline karşı binaları
güçlendirmesi ve afetlere hazırlık için erzak ve kıyafet çantaları
oluşturması gerekiyor.
Ayrıca sel alarmı verildiğinde yüksek bölgelere ve noktalara
çıkmaları tavsiye ediliyor.
WHO, devletlere ise zayiatı minimuma indirecek tavsiyelerde
bulunuyor. Buna göre, yerel ve merkezi yönetimlerin sel ve taşkın
suyunun toprak tarafından emilmesi için özellikle dere yatakları
çevresinde yağışın birikebileceği çukur noktalarda boş araziler
bırakması gerekiyor.
Bu yöntem, selin sebep olduğu toprak kaymaları riskine karşı da
öneriliyor.
Dere yataklarının temiz ve su akışını engellemeyecek şekilde düzenli
tutulması da yönetimlere verilen tavsiyeler arasında yer alıyor.
Sel riski olan bölgelerdeki yapılaşmanın da sele dayanıklı olması
için devletlerin önlem alması gerekliliği WHO'nun tavsiyelerinden
biri.
Etiketler:
Küresel Isınma, kuraklık, WHO
Kaynak: Anadolu Ajansı
-
www.aa.com.tr
|